Değerli Okuyucularımız,
Herhangi bir gönül arzusundan oluşan maddenin, uzun süren bir yokluk devrinden sonra bol miktarda ortaya çıkıvermesi şüphesiz sevindirici olur.
Ancak, uzun bir yokluktan sonra bolaran bu maddenin kalitesiz ve çürük-çarık oluşu da biraz önceki sevinci yok eder.
Birkaç sene öncesine kadar memleketimiz, doyurucu bir dini - millî kitap neşriyatından mahrum idi. Yakın zamanlarda ise durum tamamen değişti.
Nesillerin ruhunu besleyecek olan dini - millî kitap neşriyatı bir hayli arttı. Fakat bu artış, maalesef sadece asgari bakımından oldu. Kalite ve değerlilik bakımından aynı artışın varlığını söylemek mümkün değil. Çünkü yeni çıkan birçok eserin belki ancak üçte biri kaliteli, değerli ve ilmî zihniyete sahip. Buna göre, yeni çıkmış üç ayrı eserden ancak bir tanesi okuyucuya bir şeyler verebilecek demektir.
Bugün memleketimizde kalitesiz, değersiz, ilmî zihniyetten mahrum ve okuyucuya hiçbir şey vermeyen, bir şey vermediği gibi cebinden parasını da alan ve zamanının boşa geçmesine sebep olan böyle düşük seviyeli neşriyatın birden artıvermesinin çeşitli sebepleri vardır.
Bunların en mühimi şudur:
– Son yıllarda, kitap okuyucu kitlesi çok artmıştır. Fakat bu kitlenin büyük bir ekseriyeti, alacağı bir eseri kalite ve değer bakımından seçebilecek bir seviyeye henüz gelmemiştir. Bunun için çoğunluk, her yeni isimde çıkan bir eseri hemen almaktadır.
Durum yukarıdaki gibi olunca, gayesi yalnız para kazanmak olan işportacı zihniyetli kişilere iş çıkmış, alabildiğine istismar başlamıştır. Öyle ki, babasına mektup yazmaktan âciz, senelerce satışını yaptığı kitabı bir defa olsun okuma zevkinden yoksun, hatta okusa bile okuduğunu anlayacak idrakten mahrum kişiler nâşir (yayımcı) olmuş; hiç bir ilmî hüviyeti bulunmamıştır. Bir ilk mektep talebesinin seviyesine bile çıkamayan ve yazdığı yazıda noktanın, virgülün nerede kullanılacağını bilmediği için, bunları başkasına koydurtan birtakım kişiler de mütercim, yazar kesilmişlerdir.
Böyle bir ortamda bugün için tek tesellimiz, bu işportacı zihniyetlilerin dışında -sayıları az da olsa- ilmî zihniyete sâhip yayınevlerinin, mütercim ve yazarların bulunmuş olmasıdır.
Ancak kanaatimizce bu kâfi değildir. İlmî zihniyete sâhip nâşir, mütercim ve yazarların, malûm işportacıları zararsız hâle getirmek için aynı zamanda ortak ve ahenkli bir çalışma zeminine girmeleri de lâzımdır. Bu ortaklıktan, mutlaka fiilî ve mâli ortaklığı değil, organize ortaklığını ve fikrî beraberliği kastediyoruz.
Muhterem okuyucularımız,
Yayınevimiz, uzun bir fikrî hazırlıktan sonra, siz değerli okuyucularımızın ruh cephesini devamlı besleyip geliştirmeğe vesile olabilecek vasıftaki eserleri neşretmek gayesiyle kuruldu.
Millî, dini, edebî, içtimaî mevzularda neşrettiğimiz veya neşredeceğimiz telif veya tercüme eserlerimiz yuvanızı bir edebî mektep hâline getirecektir.
Evinizde akşamları ailece okuyup dinleyebileceğiniz UYANIŞ YAYINLARI sizi ailece mutluluğa götürecektir. Uyanış Yayınları size insan olmanın mânasını öğretecek, insanca yaşamanın zevkini tattıracaktır. Uyanış Yayınları size ebediyetin sırlarını öğretecektir.
Unutmayın, UYANIŞ YAYINEVİ, her Müslüman - Türk’ün evini bir EDEBÎ MEKTEP hâline getirmek için kuruldu.
Allah’ın selâmı üzerinize olsun!